17 Kasım 2011

Ne Dersin Azizim...

Dün arkadaşlarımla "Ne Dersin Azizim" i izlemeye gittik:)

Bu sezon izlediğim oyunların en güzellerinden biri...

3 Saat boyunca temposu hiç düşmediğinden dolayı hiç sıkılmadan rahatlıkla izleyebiliyorsunuz.

Aziz Nesin'in yazmış olduğu öykülerden oluşan oyunda toplumsal düzenin eleştirisi en gerçek ve yalın haliyle yapılıyor.

Aziz Nesin'in gözlem gücüne bir kez daha hayran kaldım.

Oyunculuklara da söylenecek tek bir sözüm yok...Hepsini hayranlıkla ve gözümü kırpmadan izledim.

Son zamanlarda gittiğim oyunlardan dolayı en çok dikkatimi çeken de, televizyon dizilerinde rol alıp çok da öne çıkmamış veya çıkamamış oyunculardan birçoğunun sahnede devleşmesi, en çok alkışı toplaması...

 


 Buradan da izleyerek oyunla ilgili ön bilgi edinebilirsiniz;)(oyuncu değişikliği vardır.)

Vakit buldukça Ekim ve Kasım ayı içerisinde gittiğim diğer oyunlardan da bahsedeceğim.
Hele biri var ki....
"PROFESYONEL"

15 Kasım 2011

Kerem Görsev Trio & Sedef Erçetin “Chamber Jazz”


Offf çok şey birikmiş hepsini bugüne sığdıramam galiba ama elimden geldiğince yazmaya çalışıcam söz!!!

 20 Ekim 2011 günü Sabancı Müzesi'nde gerçekleştirilen Kerem Görsev Trio & Sedef Erçetin “Chamber Jazz” 'a gittim.

2 saat süren harikulade bir performanstı.

 Bu performansı izledikten sonra ne kadar kötü müziklere maruz bırakıldığımızı bir kez daha anladım:(

 Buradan kısacık bir çalışma izleyebilirsiniz¦)


Down Sendromu Dostluk Yürüyüşü!

Haydi gel bizimle ol!

12 Eylül günü yazdığım yazıda da belirttiğim yürüyüşümüz güzel bir kalabalıkla beraber coşku içinde gerçekleşti.

Down Sendromlu bireylerin sosyal yaşamda daha fazla yer almalarını sağlayabilmek adına düzenlenen yürüyüşte, down sendromlu bireyler ve ailelerinin yanı sıra hiçbir tanıdığında bu hastalık olmamasına rağmen sosyal sorumluluk bilinciyle
hareket eden insanlar da hazır bulunmuşlardı.

Şimdi sizlere 1 Ekim günü acemice çekilmiş birkaç fotoğraf:)


sadakatsiz blog!:(

Başlıktan da anlaşılacağı üzere burada sadakatsiz bir blog var daha doğrusu blog'da yazmaya çalışan biri var.
O da benim:(
Hep bişeyler eksik kalıyor ve ilk boşlanan yer burası oluyor.
Şimdi yazmadığım süre zarfında yaptığım şeylerden aklımda kalanları burada sizlerle paylaşacağım.
Evet başlıyorum!
İlk olarak gittiğim ve hayran kaldığım İstanbul Sahaf Fuarı'ndan bahsedeyim:)

Oraya tamamen tesadüf eseri gittim.
Down Sendromu'yla ilgili olarak katıldığım toplantının ardından arkadaşlarımın önerisi üzerine onlarla beraber gittim.

1960'lı yıllardan kalma dergiler,edebiyat açısından büyük değer taşıyan eserlerin ilk baskıları...

Herşey bi harikaydı!Şimdi ordan birkaç fotoğraf :)))

O